Posted in: Podcast
Men-E-Men Stüdyo Podcast - Özgür İnceoğulları & Burçin Acer

Müzikte “yeni format”, Stanford’dan gelen mesaj, bi de Johnny, Elon ve Michelin var-088

Men-E-Men Stüdyo tarafından hazırlanan seksensekizinci bölüm sizlerle.

Hemen başlangıçta küçücük bir hatırlatma… Yazın; Temmuz ve Ağustos aylarında bir ara vereceğiz ve bu aradan önce önümüzde bu bölüm de dahil 10 bölüm daha var.

Herkesin film izler gibi takip ettiği Amber Heard ve Johnny Depp davasından son gelişmeleri değerlendirdik. Ardından, bütün dünyanın konuştuğu satın almayı masaya yatırdık. Elon Musk neden Twitter’ı satın aldı?

Sonra 41. İstanbul Film Festivali ödüllerini konuştuk. 

33. bölümümüzde Michelin Rehberi’ni anlatmıştık. Hikayesine değinmiştik. Geçtiğimiz günlerde bir açıklama geldi ve İstanbul Michelin rehberine giriyor. Michelin müfettişleri tarafından İstanbul’da seçilen ilk restoranlar 11 Ekim’de açıklanacakmış. Bundan da biraz bahsettik.

Instagram üzerinden haberleştlğimiz Dr. Işın Sinem Bağcı ve arkadaşlarının Amerika’da Stanford’da gerçekleştirdikleri ve genetik hastalıkların tedavisinde devrim diyebileceğimiz bir çalışma hakkında konuştuk.

Müzikte yepyeni bir format ortaya çıkarıldı. Plak boyutlarında, alüminyum malzemeden yapılan bu yeni fiziksel formatın ulaşılabilen en yüksek ses kalitesine sahip olduğu iddia ediliyor. Bakalım ticari açıdan başarılı olacak mı? Takip edeceğiz ama dijital çağda işi kolay değil.

Haftanın istek parçası 90’lardan. Kafası net olmayan ve aşktan korkan bir kadının düşüncelerini anlattığı parçasını istedik. 😊

Stanford’da yapılan gen tedavisi araştırması

https://www.nature.com/articles/s41591-022-01737-y

Posted in: Podcast
Men-E-Men Stüdyo Podcast - Özgür İnceoğulları & Burçin Acer

Erol Evgin, The Bee Gees ve Foo Fighters’ı aynı bölümde konuşup, üstüne Z kuşağının favori markalarını sığdırdık-066

Men-E-Men Stüdyo tarafından hazırlanan 66. bölüme hoş geldiniz.

Haftanın ilginç gelişmeleriyle başladık. Taylor Swift’in takdir edilesi özgürlük savaşını ve yeni açıklanan 2022 Arctic Monkeys İstanbul konserlerini konuştuk.

Bir sorunun peşinden gittik. “Lüks moda markaları satamadıkları ürünleri ne yaparlar”? 

Bir Bloomberg yazısından hareketle bu konuya değindik. Tüketicilerin değerlerinin değiştiği bir dönemde; seçkinlik, münhasırlık, İngilizce deyimle “exclusivity” eskisi kadar önem taşıyor mu?

Buradan bir kapı açıldı ve o kapıdan içeri girince kendimizi bir araştırmalar zincirinde bulduk. Bir küresel, bir de Türkiye araştırmasının verilerini paylaştık.

Bir ilke imza attık ve “Bi De Buna Bak”la en sondaki istek parçamızı birleştirdik.